
Epilepsi Genetik Paneli (41 Gen ve Üzeri): Kapsamlı Tanı ve Bireyselleştirilmiş Tedavide Yeni Standart
Epilepsi Tanısında Moleküler Dönüşüm
Epilepsi, etiyolojisi son derece heterojen
olan ve farklı klinik alt tiplerle seyreden bir nörolojik hastalıktır. Klasik
tanı yöntemlerinin (EEG, MRG) çoğu vakada yeterli bilgi verememesi, genetik
analizleri epilepsi tanısında vazgeçilmez hale getirmiştir. Günümüzde, 41
gen ve üzerini içeren epilepsi genetik panelleri, özellikle erken yaşta
başlayan, tedaviye dirençli ve atipik formların altında yatan moleküler
nedenleri açığa çıkarmada önemli bir rol oynamaktadır.
Epilepsi Genetik Paneli Nedir?
Epilepsi
genetik paneli; epilepsi ile ilişkili olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış
genlerin tamamını ya da büyük çoğunluğunu içeren yeni nesil dizileme (Next Generation
Sequencing, NGS) temelli testtir. Özellikle 41 gen ve üzeri içeriğe sahip
paneller, yalnızca yaygın mutasyonları değil, nadir varyantları da
yakalayarak tanısal doğruluğu önemli ölçüde artırır.
Bu paneller,
aşağıda belirtilen gen gruplarını içermektedir:
Kanalopati Genleri
- SCN1A, SCN2A, SCN8A: Voltaj kapılı sodyum kanal
mutasyonları
- KCNQ2, KCNQ3, KCNT1: Potasyum kanal bozuklukları
- CACNA1A: Kalsiyum kanal bozuklukları
Ensefalopati ve Gelişim Genleri
- CDKL5, ARX, STXBP1, FOXG1,
MECP2:
Gelişimsel ve epileptik ensefalopatiler ile ilişkilidir.
Metabolik ve Mitokondriyal Genler
- SLC2A1 (GLUT1), POLG, ALDH7A1: Metabolik epilepsiler ve
mitokondriyal disfonksiyon
Tümör ve Nöronal Proliferasyon Genleri
- TSC1, TSC2, DEPDC5, NPRL3: Fokal kortikal displazi ve
tuberöz skleroz kompleksine yol açan mutasyonlar
Genetik Panel Neden 41 Gen ve Üzeri Olmalı?
1. Tanısal Verimliliği Artırır
Epilepsiyle
ilişkili genler yüksek genetik çeşitlilik sergiler. Az sayıda geni içeren
testlerde tanı oranı %10–20 arasında değişirken, 41 gen ve üzeri içeren
panellerle bu oran %50’ye kadar çıkabilmektedir (Helbig et al., 2016).
2. Fenotip-Genotip Uyumsuzluğunu Ortadan Kaldırır
Klinikte
belirgin bir sendrom gözlenmese bile, genetik olarak patojenik varyantlar
saptanabilir. Özellikle VUS (belirsiz anlamlı varyant)
değerlendirmelerinde geniş panel kullanımı biyolojik anlamlandırmayı
kolaylaştırır.
3. Yeni Tanımlanan Genlerin Dâhil Edilmesini Sağlar
Epilepsi gen
havuzu sürekli genişlemektedir. Bu nedenle, geniş paneller hem klasik
genleri hem de son yıllarda keşfedilen, nadir mutasyonlara sahip genleri
içererek güncel kalmayı başarır.
Klinik Karar Sürecine Etkisi
a. Tedavi Seçimini Yönlendirir
- SCN1A mutasyonu olan hastalarda
sodyum kanal blokerleri kontrendikedir.
- SLC2A1 mutasyonlarında ketojenik
diyet öncelikli tedavi haline gelir.
- ALDH7A1 mutasyonlarında ise piridoksin
(vitamin B6) ile nöbetler kontrol altına alınabilir.
b. Dirençli Epilepsilerin Yönetimi
Genetik
temelli ensefalopatilerde tanı konulmadan uygulanan ampirik tedavi, zaman ve
kaynak kaybına neden olabilir. Genetik analiz, hedefe yönelik tedavi
stratejileri geliştirerek dirençli epilepsilerde tedavi başarısını artırır.
c. Ailevi Taşıyıcılık ve Prenatal Tanı
Genetik
panel sonuçları, taşıyıcılık risklerinin belirlenmesini sağlar. Akraba evliliği
öyküsü olan ailelerde veya birden fazla epileptik bireyin bulunduğu durumlarda
prenatal tanı ve preimplantasyon genetik tanı (PGT) uygulanabilir.
Teknik Yöntemler ve Biyoinformatik Süreç
- DNA izolasyonu, periferik kandan
gerçekleştirilir.
- Genomik DNA, hedef gen
bölgeleri için spesifik problarla zenginleştirilir.
- NGS platformlarında (örn.
Illumina, Ion Torrent) dizileme yapılır.
- Çıkan veriler, bioinformatik
algoritmalarla (GATK, Annovar) analiz edilir.
- Varyantlar, ACMG (American
College of Medical Genetics) kriterlerine göre sınıflandırılır.
Tanıdan Tedaviye
Genetik Panellerin Katkısı